Bu Blogda Ara

20 Ağustos 2010 Cuma

tek kişilik bir yatakta...

şeytanın maske taktığını seyrediyorum
sessiz bir yağmur gibi çiselerken karanlık
gece ulumaya en müsaitken
soğuk bir savaş başlatıyorum

-gece kişisel
komplolar üretirken-

şimdilerde yalnızlığınla
oynayan bir çocuk gibiyim
geçmişin esintisini dinliyorum
sokak aralarında
edepsiz bir sevişmenin
zaman aralıklarına sokuşturulmuş

-bedenim çürüyor
sevişmelerde-

hasarlı duygularım
kop koyu karanlığın kollarında
ruhumu sürüyorum oyuna
geziniyorum vücudunda
her gecenin sabahında
dokunmak istiyorum sana

-tek kişilik bir yatakta
ikili sevişmeler-

19 Ağustos 2010 Perşembe

alfabemdeki hüzünlü sözlerden yokluğunu devşirip kendime gidiyorum

namussuz gecelerin alkol tadı damağımda kalmışken
dolgun dudakların suskundu
şarabım ise bitmek üzere sigaranın zaten tadı kalmadı

-hayallerim sigara dumanıma karışmayı sevdikçe
ben bu sigarayı daha çook içerim-

İki satır bi kafiye dışında kartpostallardaki s
oğuk yüzlerden farksız oldum artık
bu yüzden hep başına buyruktur panik atak hallerim

-içimde eski zamanlardan kalma sevişme kokuları-

gece ağır ağır inerken
ışığa kesti her yanım
ben beyaz kağıtlarda
kelimelerle seviştim

-sigaranın külü hiçbirşeyi unutturmaz boşa çaba-

metresi olduğum akşamların belki birinde gelirsin diye köşebaşlarında usulca sokağımıza bakıyorum

18 Ağustos 2010 Çarşamba

beynimde muamma yürüyorum...

çarpık sessizliğin içinde
zikzaklar çiziyor aklım
sokak lambasının titrek ışığı altında
sonra bir şamar atıyorum suratıma

-bir aşk daha
son buluyor-

alacakaranlık sarıp sarmalıyor ufkumu
dudaklarım seğiriyor
anı defterimdeki resmini boyarken
aşk soylu bir düzüşme eylemini soysuzlaştırabilme
melankolikliği şimdi...

12 Ağustos 2010 Perşembe

aşk süsü verilmiş bir yalnızlık....

koyu yağmurlar pencere pervazlarında
sohbet ettiği vakit
seni görünce dokunmak istedim
kirlenmesin diye ellerimi sürmüyorum

-güzelliğini akıtıyorum
zihnimden-

yasak bir peronda
dolaşmaktan korkarken
her kıvrımında
ruhumun tüm maskelerini
geçmişe kilitledim

-bir kağıt mendildir
ceplerde şimdi aşk-

kimi zaman tek
kimi zaman on parça
luanapark aynaları arasında
tanrıyı yalancı şahit gösteriyorum
yapamadıklarıma

-seni dilenirken
gökyüzünden-


2 Ağustos 2010 Pazartesi

bazen cazibeli bazen şaibeli.....

düşlerimi tırnaklarıyla
kanatmaya çalışan kadın
beynimin bir köşesinde hapsettim 'seni'
duman duman hayalin tüter
tecavüzünü bırak şimdi

tanımı yapılmamış yıkımsal
şehvetin öznesi oldun tenimde
görevini tam yapamamış hüzünlü kumaş
ortasından çat diye yırtıldı

bacakların uzadıkça
pantolonuma şevk geliyor
cırcır böceklerinin akşamcılığı
ateş böceklerinin koşuşturması
alkolik bir meteorun hüzünlü intiharı

-melankolik bir kadın sureti
geceye yansıyan-

yatağımdan çıkmadı aşk...

herkesten selamı sabahı
kesmiş bir akşam vakti
derimi yüzsem kurtulurmuyum gölge(n)mden
süslü kokonaların suretsiz adımları

-yaralı gergedanın
çiftleşme yarışında-

kayıp günlerin akşamında
sokak lambalarının loşluğunda
bedeninden harflerim sarkıyor
saat uğur böceklerinin etrafta uçmadığı
bir zaman diliminde

-öptün şeytanın karanlık
dudaklarıyla
acısı bende kaldı tadı sende-

tanrı'dan bir borç almış
dalgasını geçiyor
kadın sevinçler

-her yanım duygudan
yozlaştırılmış etten duvar-

aforoz edilmiş bir akşam vakti
ruhun sentezinde masumları
korkutan adi yaratığa dönüşür varlığım
lambası yanmayan kaldırımlarda

-gölgemi sobelemek
için durmadan koşuyorum-