Bu Blogda Ara

13 Ekim 2010 Çarşamba

kimi zaman bir cenin kadar çaresiz kaldık...

zihnime bır takım şeyler fısıldanıyor
hiçbir şeye aldırmayan bir şeyler var içimde
bedenim tahliyesini istiyorken
başıboş bir hayvan gibi

-ruhumdan gelen haykırış-

buzun altında kısılı kaldı
insanların yüzleri kırılıp dağılıyor
kendi aykırılığında

-aşkın acıya
dönen gölgesi-

hissetmek zorunda olduğun
bir şeylere uzanıyorsun
hiç olmadık bir zamanda
hiç olmadık bir yerde

dokunur elin tüylü dudaklara
aşk sözcükleri dökülür
esrik ve sarhoş

-ağlamaklı bir kadının-

iç çamaşırı kadar beyazdım
bu gece yüreğimdeki seni
kanı çekilmiş dudakların
ihtirasına sunacağım

-hafif meşrep notalarla-

karanlığın hışırtısı
yeni yetme hüzünlere gebe
diyetimi kendi kendime ödüyorum
ergenliğimin fahişelerini özlüyorum

-dokunuyorsun dokunuyorum
ve
utangaç bir fahişe oluyor gece-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder