Bu Blogda Ara

20 Temmuz 2010 Salı

Karanlığın Hışırtısı

Gecenin durgun saatleri ateşle seviştiğim tenin
Gözlerime soyunan dilin
Önce saçların birkaç kafiye bıraktı elime
Gece ışıkları çıkarıyor çirkefliği ortaya
Dudaklarım seğiriyor
Işıkların küstürüldüğü şehirde
Ne zaman yüzüne baksam
Gövdemin meymenetsiz gölgesinde
Kalabalık otobüste sıkıştırılmış bir köşede
Umudumu sevişirken görüyorum
Elimde fırça herşeyi kırmızıya boyadım
Aynı yastığa baş koymak zorundaydın her gece bu yüzden
Yoksa bir karış boyanın altında gizlenmiş
Küçücük odalarım var hüznün asılı kaldığı perdeler
Günahsız inlemelerin ritmiyle
Yitirdiğim umutlarımın arasına
Yeni yetme hüzünlere gebe kalmak için
Ben beyaz kağıtlarda kelimelerle seviştim
Karmaşıklıkların içinde batan bir gemiydi düşünceler
Alfabenin en keskin harfleriydi gece
Kalem tutan bir elin titrekliği itiraflara gebedir
Anı defterimdeki resmini boyarken
Tüylerimin işitilmesi güç tınısı öyle ya anlamıştım
Gecenin pezevenkliğinde soluyorsun kirli sokakları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder