Bu Blogda Ara

19 Temmuz 2010 Pazartesi

Yalan...

yalnız kalmış bir hayatın demlenmemiş gündüzlerinden birinde
masa başında kalemle kağıda vuslatı tattırıyor olmak
zevk vermiyorsa bana düşlerimde yorgunluk
hayallerimde durgunluk ve aklımda üşümüşlük olmadığını kimse iddia edemez
ama bu konuda iddiası olana da
hayat hakkı tanımayacağımı bildiklerinden
herkes yorumdan uzak yaşamak mecburiyetinde düşüncenin üretmekle alakasının olup olmadığını tartışmak
tavukla yumurtanın çıkış noktalarını tartışmak kadar saçma ise
namıma düşen düşünme ve üretme payını
kısırlıkla neticelendirmiş olmam istemlerim dışında kalıyor
ikilemlerin içinde sürünen isteklerin yanılsamasında oynanan oyun çaresiz bir zıvanadan çıkmayı getirdi beraberinde
el mahkûm ilticaya zorlanmış bir nemfoman düşünceler arzuyla izlerine karışır hayatın
nikotin kokulu gecelerin ıslak bedenleri
enayi bir kabul ediş hiç gelmeyenleri somurtkan renklerin en somurtanı yerleşmiş içine ıskalanan her hedef tahtasında bir düş kırığı paramparça çemberin
içinden hiç çıkamadığın bir kodes
ayağına vurulan prangalarda içine vuran pas yok olmanın var olmakla kesiştiği bir nokta
ıhlamur ağacı altında verilen küçük bir söz mavi tutacak ellerinden
...yalan...koskoca

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder